top of page

İnsan ve Kültür “In”, İnsan Kaynakları “Out”

Günümüzün temposu yüksek iş ortamı, yeni çalışma biçimlerinin ortaya çıkmasına neden olurken değişen çalışan beklentileri, dijitalleşme ve daha yüksek hız bu değişimin temel dinamikleri arasında yer alıyor. Gartner tarafından küresel çapta yapılan araştırmaya göre İK liderlerinin yalnızca %30'u mevcut yapılarının bu sürece uyum sağlamalarına izin verdiğine inanıyor.

Bugünün küresel İK manzarası ve öncelikleri ilerleyen süreçte İK profesyonellerinin çalışan beklentilerini daha çok önemseyecekleri, teknolojiyi daha yoğun kullanacakları ve çevik süreçler geliştirmeleri gereken bir tablo ortaya koyuyor. Ortaya çıkan bu tablo, tıpkı bir zamanlar personel işleri departmanlarının insan kaynakları departmanı olarak değişmesi gibi şimdi şirket içindeki iklimi bütüncül olarak ele alan insan ve kültür yönetimine doğru evrileceğinin sinyallerini veriyor. Başka bir ifade ile insan kaynakları yönetimi geçmişte kaldı, artık insan ve kültür yönetimini konuşma zamanı…

İnsan ve kültür yönetimi temelde yetenek çekme ve yönetimi, performans yönetimi, bağlılık, gelişim gibi konuları barındırıyor. Bundan sonraki süreçte insan kaynakları profesyonellerinin süreç yönetiminde verimliliği ön plana alacakları süreçler geliştirmeleri bekleniyor. Esasen, verimlilik artışı her zaman en önemli gündem maddesiydi zaten, şüphesiz. Ama artık bu hedefin “insan”ın odağa alındığı bir iklimde gerçekleşm


esi gerekiyor. Bunun için de insana daha fazla değer verilen, çeviklik ve esneklik imkanı sunan süreçler tasarlanması gerekiyor. Dahası bu süreçlere veri bilimi ve dijitalleşmeyi entegre eden İK profesyonelleri bir adım öne çıkıyor. İnsan ve kültür yönetiminde öne çıkan bir başka değer ise “insan”a yüklenen anlamın değişmesi. Yeni nesil İK anlayışında insan bir sermaye olarak değil bir kıymet olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla çalışan deneyimini önemseyen, yeteneğe değer veren ve gelişimi destekleyen bir yaklaşıma sahip olan yeni bir İK anlayışı inşa ediliyor. İK profesyonellerini bu yeni inşada destekleyen önemli yöntemler arasında çalışan mevcut durumunu analiz eden ölçekler, yetenek yönetimi stratejileri ve performans değerlendirme uygulamaları gibi araçların ön plana çıktığını görüyoruz. İnsan ve kültür yönetiminin pratikleri modern dünyanın sorun ve ihtiyaçlarına modern çözümler üreten bir yaklaşım sunuyor. Kurumlar er ya da geç bu yaklaşım ve bu yaklaşımın getirdiği beklentilerle yüzleşmek zorunda kalacak. Bu süreçte değişime direnmek ise yel değirmenleri ile savaşmaya benziyor, tıpkı tüm değişim süreçlerinde olduğu gibi. Tam da bu nedenle özellikle çetin rekabet unsurları ile ihtiyaçların sürekli yeniden tanımlandığı bu dünyada değişime en hızlı adapte olan aynı hızda yol alma avantajını da sağlamış olacak.


bottom of page